İşçi-işveren ilişkisi içerisinde işçinin korunması, ekonominin dolayısıyla toplumun zarar görmemesi gibi dikkat edilmesi gereken unsurlar bulunmaktadır. Bu unsurlar temel alınarak iş ilişkilerini düzenleyen kuralların bulunduğu hukuk dalına İş Hukuku diyoruz.
İş Hukuku alanında temel alınan işçinin korunması ilkesi, bu konudaki düzenlemelerin ayrı bir kanunda yapılması gereğini doğurmuştur. Ülkemizde de bu şekilde, İş Kanunu ismiyle özel bir kanun bulunmaktadır. Bu kanunda; iş ilişkisiyle ilgili tanımlar, işçilerin hakları, çalışma koşulları, sendikalar gibi hususlar düzenlenmiştir. Belirtmek gerekir ki, düzenlenen işçi hakları asgari şartlardır. İşveren tarafından daha fazlasına hükmedilebilir ancak daha azına hükmedilemez. Ayrıca iş hukuku işçinin korunması fikriyle ortaya çıkmış bir hukuk dalı olsa da işverenin aleyhine adaletsiz durumların ortaya çıkması da bu kanunla önlenmeye çalışılmıştır.
İş Hukuku davalarını; tazminat davaları, alacak davaları ve tespit davaları olmak üzere üçe ayırabiliriz. Zamanaşımının başladığı ve durduğu durumların da her dava tipine ayrı olarak İş Kanunu’nda düzenlendiğini belirterek, tazminat davalarında 10 yıllık, alacak davalarında 5 yıllık ve hizmet davalarında da faklı zamanaşımı süreleri öngörüldüğünü söyleyebiliriz.
Tekirdağ İşyeri Avukatı